Tuesday, March 27, 2007

Almost a year...Erasmus changes YOU!

I know, it has been almost a year I was away from my blog. Can we say I am back? Not really. Because life is too merciless to give a little space to do what I want freely.

Let's make a short update. On Feb, 2006 I moved to Austria, Dornbirn for Erasmus exchange and my life got another way, new people to enjoy and places to feel like at home. I was back to Istanbul in July. But then left again to little trip in Slovenia, Germany, Austria and Poland.
Afterwards last year of my school started and I forgot everything around me... Now writing thesis :( can you believe this girl forgot about partying... Yes, she did.

What is this Erasmus exchange? Why should I go for it? What I will gain out of it?
My advise is just forget about this little detail questions and try it out! or check this website
http://en.wikipedia.org/wiki/ERASMUS_programme and learn everything about it ;)

One day WORLD will be one COUNTRY!!!

Find some of my pictures in the my pictures link and here

unforgettable

Wednesday, May 31, 2006

Marissa is dead (Season 3 Episode 25)!!!

Yess I m not writing for long time...But yesterday i had schock with the latest episode of The OC.
I heard that she had enough popularity with this series so she deiceded to move on with other oppotunities...So they The OC will continue without her!

Friday, August 12, 2005

a night from old days


vag_mar
Originally uploaded by bilgeselen.
2 nights ago, on wed night we met up at Taxim square for Vagelis's 3rd farewell.He was AGAIN here for 2 weeks visit.Next time i will go to Greece to see him.Because it's not fare :)Also Marion from Austria and Ausra from Lithuania were there.In fact it's amazing,ha?(Rin :))Anyway we had dinner at Tavanarasi which has delicious food and good atmosphere with nice music.It was a memorable night cuz we talked about our old portugese friends and others(Emefs)and wrote some postcards for them.really enjoyed!
When i try to count how many people do i miss around world it seems like endless.Every passing day,sth reminds me a name with whom i passed very sweet hours or days.I m lucky cuz sometimes SOME of them visit me and Turkey again...uff ya,what about others?I miss u all guys!
Thanks to Vagelis,Marion and Ausra...see u AGAIN!may be in Greece may be in Lithuania and may be in AUSTRIA( sounds going to become real:) )

http://www.flickr.com/photos/bilge/33395743/

Monday, August 08, 2005

Efes Pilsener ve hasta been


israil_akka
Originally uploaded by bilgeselen.
Daha calısmaya baslayalı 10 gun olmus bolee mekanın biz calısanlara aylık bedava bira sagladıgı bi kurum ama daha biraları icmeye niyet ettigin ilk gün tut sen hasta ol...bi de ablan üstüne üstlük tatile cıkmıs olsun bi de haftasonun ful program dolmus olsun al sana facia:
yani durum söle..Aksama arkadaslarla rakılı mezeli planın varkeeen evde yapayalnız ben, pijamalarım, bu sıcakta titreyen vücudum basbasaydık.Valla bir arkadasımı olsun arayıp bana bakar mısın demeye dilim varmadı zaten haftasonu!TV karşısında sürekli uyuklayan terleyen ve ayaga kalkmaya hali bile olmayan ben 2,5 kriz gününden sonra bugüne zımba gibi geri dönmüs bulunmaktayım.Sıra geldi 3 kurtarıcı melegimi açıklamaya, ilk gün bütün nazımı çeken biri-açıklayacağım dedim ama adı bende :) kahramanım-ücüncü günse canım ciğerim arkadaşlarım Ela ve Ekinciim saolsunlar hep yanımdaydılar çağırmamama rağmen hem de karşının uç köşelerinden çıkıp geldiler.Turkcell amca da saolsun baygın hallerimde beni ayıltmak icin mesajlarla konferans geyik çevirdik tüm cumartesi. Aman neyseki o antibiyotikli ağrı kesicili günlerimden arta kalan sadece reklam müziklerinin zırıltısı oldu! Bugün de efeslerimi evime götürüp yarına hazırlık yapıcaam!

NOT: Bu foto da konuya uygun olsun die Israil sokaklarında gavur arkadaşlarla biralarımızı yudumlamadan önce (Hayatımda en bronz olduum günlere dikkatinizi çekerim)

Tuesday, August 02, 2005

KADIN ve CAN DÜNDAR

... Bir kadın cocuktur aslında.
Cocuk gibi davranmayı sever.
Erkegin kendisine bir cocuga gösterdigi sefkati göstermesini de ister.
Bir cocugu oksar gibi incitmekten korkarak oksamalidir erkek kadını.
Ama her kadın cocukca da olsa dinlenilmesini, dikkate alinmasini ister.
Yani bir kadının cocukluk yapmasina izin vereceksiniz, ama asla onu bir cocuk olarak görmeyeceksiniz.

Bir kadın güçlüdür aslında.
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasini sevmez.
Ister ki erkegin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabilecegi seyleri bile erkegin yapmasini bekler.
Böylece hem daha kadın oldugunu hissedecektir hem de erkeginin ne kadar güçlü oldugunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediginde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istedigi bir sey varsa mutlaka yapar.

Bir kadın sevgilidir aslında.
İçinde her zaman sevgiyi tasir.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz.
Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreginin kabul ettigini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüregine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemisseniz her an terk edilebilirsiniz.
Sevmedigi halde terk etmeyen kadinlar da var elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.

Bir kadın YALNIZDIR aslında.
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyasi vardir ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanin kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sıgınagıdır.
O sıgınaga ne zaman girecegine, ne kadar kalacagina hep kendisi karar verir.
Sıgınaktayken oradan çikmaya zorlarsaniz onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabilecegini erkek akli hayal bile edemez.
Yaratıcılıgının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkegini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılıgını sadece erkegine saklar.
Bir kadının gerçek erkegi olmayi basarabilmisseniz çok sanslisiniz demektir.
Çünkü yasamınız asla sıradan olmayacaktır.
Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her sey ancak kadınlar oldugunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiginiz suyla kendi kendinize bardagi doldurup içtiginiz su arasindaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?
Anlıyorsanız ne mutlu size.
Anlamıyorsanız, ne yazik ki yasamıyorsunuz.

CAN DÜNDAR

Thursday, July 28, 2005

able to say Good mornin'


Gunaydin, gunaydin bana gunaydin..Tweety bole der bi cizgi filminde tabi melodili bi sekilde!Bilen bilir benim bu tarz bi neseyle uyandigim gunler cok nadirdir halbuki hep de ozenmisimdir.
Sabah dakka bir: asik surat, ne menem bi gun bu boyle uhhuu hersey cok kotu olacak dusuncesi..
dakka iki: yaa aslinda bugun surda buluscam hadi kakiim bu daginikliktan kurtulayim once,offf
dakka uc:amaan daginik kalsin zati cikcam as sonraa -bu arada sabahin koru- e ne de olsa karsiya gecicem aslinda icten ice "o kadar yol cekilir mi sendromu" da cabasi..poff
dakka bes: (yuz yikanmis kendime gelinmis vaziyet) Hmm simdi miss gibi bi kahvalti yapiim ohh yandan yandan tv karsisina da geciim
dakka yirmibes:(kahvalti sonrasi muzik esliginde) acelee acelee hazirlaann
dakka yuzbes: off hala hazirlanamadimm amaan ilk giydigim en iyisiydi

kostur kosturrr gun daha yani basladi kim tutar beni yihuu!gunes cicek bocek...(okul piff)


Neyse ne iste hersey bir sekilde baslio, gunler, iliskiler, anlar, insanlar...demem o ki ben de basladim.Hepimize merhaba!(Gunaydin, gunaydin bana gunaydin-dedim sonunda:)- )